6 Mayıs 2014 Salı

CİĞDEM (CROCUS)



Çiğdem (Crocus), süsengiller (Iridaceae) familyasına ait bir bitki cinsidir.
Çok yıllık, yumrulu, sarı ya da mavi çiçekli otsu bitkilerdir. Çiçekleri, türüne bağlı olarak, ilk bahar ya da sonbaharda açar. İlk baharda çiçeklenen türlerin yumurtalığı toprak altında kalan uzun çiçek tüpleri vardır. Çiçekler geceleri ya da kötü havalarda kapanır. Çiğdemin ana yurdu Alpler, Güney Avrupa ve Akdeniz'dir. Anadolu’ya özgü endemik türleri vardır. Çiçeklerinin güzelliğinden den dolayı bahçecilikte aranan ve sevilen bir bitkidir.
Tarihte Çiğdemin kültüre alınması ile ilgili ilk belge Akdeniz bölgesindeki  Girit adasındandır. Bu çiçeği tasvir eden bir çok duvar resmi Girit adasındaki evlerin duvarını süslemiştir. Ancak bundan çok önceleri de çiğdem çiçeğinin doğa da mevcuttur, ve Girit uygarlığından daha eski uygarlıklara ait  mitolojik kaynaklarda çiğdem çiçeğinden bahis edilmektedir.
Anadolu’da, Antik çağda çiğdem (Crocus) türleri kadın doğurganlığı ile ilişkilendirilmiştir. Yunan mitolojisinde çiğdem Zeus ve Hera’nın yataklarına serili çiçek olarak tanıtılmıştır. Zeus’un düğün gecesinde anası Gaia gerdek yatağına çiğdem çiçekleri serpmiştir. Roma döneminin Adanalı hekimi Dioscorides ise çiğdemi kadın hastalıkları tedavisi için önermiştir. Eski mitolojik kaynaklarda Çiğdem çiçeklerinin üreme ve ana tanrıça ile ilgisi kesindir. Antik Yunan döneminde genellikle Kibele ile özdeşleştirilen bereket tanrıçası Demeter ile ilgili ilahilerinde çiğdem çiçekleri önemli bir ter tutar. Sarışın olduğu bilinen Tanrıça Demeter’in saçlarına benzetilmiştir sarı çiğdem çiçekleri.  Bir Demeter ilahisinde aşağıdaki sözler vardır;
Çayırlarda çiçek topluyordu bir tek  O,
Güller, Safranlar, güzel Menekşeler, İrisler, Sümbüller, ve Nergisler,
Çiğdem çiçeklerine benziyen uzun sarı saçları dans ediyordu omuzlarında,
Oynuyorduk,  
Bir yandan da topluyorduk güzel çiçekleri
Narin Çiğdemler ile buket yapıyorduk çiçekleri
Hititlerin önemli bayramlarından biri Şubat-Mart aylarında yapılan ve 38 gün süren ANTAHSUM bayramı’ dır. Adına bayram düzenlenen  Antahsum ‘un  Anadolu’da endemik çeşitlerine çok rastlanan Çiğdem (Crocus) bitkisi olduğu bilinmektedir. Bu bayramda kral ve kraliçe tanrılara çiğdem çiçekleri sunulmaktadır.  Çiğdem yumrularının da günümüzde de Anadolu’nun bir çok bölgesinde ilkbaharda toplanarak çiğ veya pişmiş olarak yenmesi, bunun özellikle çocuklar tarafından bir şenliğe dönüştürülmesi Hititlerin ilkbahar bayramı uygulamalarının devamı olarak yorumlanabilir. Hititler büyük bir olasılıkla Ankara çiğdemi (Crocus  Ancyrensis) için bayram yapıyorlardı.
 Adına bayramlar yapılan çiğdem çiçeği sevgisi Anadolu da o kadar güçlüdür ki, bir manastır “Çiğdem Manastırı” olarak adlandırılmıştır. Mardin’in 7 km doğusunda yer alan “Deyrülzaferan Manastırı’nın bulunduğu alanda MÖ 5 yy da Güneşe tapanlar için bir tapınak bulunuyordu. Hırıstiyanlığın kabulü ile bu tapınağın üzerine kurulan görkemli hıristiyan manastırı, yörede ilk hıristiyan olan Süryanilerin en önemli manastırı haline gelmiştir.  Ancak bu bölgede kültürel süreklilik o kadar güçlüdür ki,  Hristiyan manastırı içinde hala güneşi hatırlatan motifler yoğun olarak bulunmaktadır. Duvar resimlerinde Güneş ışınları motifleri sıklıkla bir çiçeğe özellikle de safrana dönüşmektedir. Ama en ilginç hususlardan biri de manastırın adı dır. Manastırın adı Safran Manastırı diğer deyişle Çiğdem manastırıdır. Deyrülzaferan Anadolu’da yabani bir çiçek türünün adı ile anılan ender tapınaklardan biridir. 21 Mart gecesinde başlayan nevruz şenlikleri Hititler döneminde ki ana tanrıça  Kibele şenliklerinin de başladığı yılbaşı gecesidir aynı zamanda. Yeni yıl bereketin ve bolluğun habercisi olan çiçeklerin açması ile de muştulanmaktadır. Deyrülzaferan adı verilen çiğdemler bu zamanda çiçek açarlar, kırları rengarenk, ama en çok da güneşin rengi olan safran sarısına boyarlardı. Safran Manastırı bu adına uygun bir şekilde bir zamanlar dünyanın en değerli maddelerinden olan safranla boyanırdı. Manastırın safran sarısı ile boyanması geleneğinin hırıstiyanlık öncesi dönemden kaldığı çok açık ve seçiktir. Antik dönemde güneş tanrısı adına yapılan manastıra, adandığı tanrısının rengi olan sarı renkli ışığı en iyi Safran (çiğdem) boyası verebilirdi. Hıristiyanlığın güneşe tapma kültürünü ortadan kaldırması ile birlikte yöre insanı güneşe tapma ile tek tanrı inancını birleştirmiş, bu birleşim sonucu Süryani insanı manastırını, rengini güneşten alan ve onu anımsatan safran ile boyamaya devam etmiştir. Manastırdaki süslemelerde çiçekler özellikle çiğdemler ile güneş ışığı bir arada resim edilmeye çalışılmıştır. Yeni yılda güneşin aşkı ile ilk çiçeklenen bitkilerden olan  çiğdemler hep özel bir saygı görmüştür.     
Antik Persler MÖ 10 yy da Derbena, İsfahan ve Horasan şehirlerinde safran (Crocus Sativa)   yetiştirmişlerdir. Safrana özel bir anlam yüklenerek, tanrılara sunulan dokumalarda boya bitkisi olarak safran kullanılmıştır. 
13yy da Ortaçağ el yazma kutsal metinlerdeki süslemelerde,  sarı ve turuncu rengi elde etmek için safran kullanılmıştır.
İnsanlığın tarihsel gelişimi içerisinde, Safran (Crocus Sativa) yalnızca boya bitkisi olarak değil aynı zamanda tıp alanında ve kozmetik alanında da çok yoğun kullanılmıştır. Homer, Hipokrat ve Pilinus’un eserlerinde, safranın insan sağlında kullanımı konusunda yoğun bilgiler verilmiştir. 
Türe ismini veren CROCUS Yunanca  KROKOS sözcüğünden türetilmiştir. Bu sözcük te büyük olasılıkla Yunanca’ya İbranice KARKOM ile Aramikçe KURKUMA sözcüklerinden geçmiştir. Farsça ve Arapça’da KURKUM sözcüğü’ de  safran veya safran sarısı anlamını taşımaktadır. Sanskritçe de ise safran sarısı rengini tanımlamak için KUNKUMAN  sözcüğü kullanılmaktadır.
Avrupa da çiçekçiliğin merkezi olarak bilinen Hollanda’ya çiğdem ilk defa 1560 yılında girmiştir. Papalığın İstanbul elçisi Ghislin de Busbecq, Leiden deki botanik bahçesine ilk çiğdem yumrularını İstanbul’dan getirmiştir. O tarihten sonra bu çiçekle ilgili olarak çalışmalara başlayan Hollandalılar 1620 tarihinden itibaren, Anadolu’dan getirilenleri melezleme materyali olarak kullanarak yeni çiğdem çeşitleri elde etmeyi başarmışlar ve günümüz  çiğdem pazarına hakim olmuşlardır.   
   
   15 yy Osmanlı çinilerinde Çiğdem motifi ve MÖ 1000  yılına ait Girit duvar fresklerinde çiğdem tarımı

MORFOLOJİ
Çiğdemler küçük otsu yapılı, sert soğanlı, çok yıllık bitkilerdir. Az sayıdaki yaprakların hepsi tabanda yer alır. Az sayıdaki yapraklar yeşil renkli, ince uzun yapılıdır, üst yüzeyi soluk, orta kısmı şeritli, taban kısmı bir zarla çevrilmiştir. Çiğdemde gerçek bir gövde bulunmaz.
Topraktan çıkan çiçekler saplıdır. Çiçek renkleri;  beyaz, sarı, leylak, koyu mor, pembe olabilir. Çiğdem  ilk çıkışta ince, uzun tüpsü ince yapılıdır. Çiçeği oluşturan segmentler eşit veya hemen hemen eşittir.   
  
Çiğdemlerin tam açılmamış değişik renkli, ince uzun tüpsü  çiçekleri,  çiçek sapları ve  tabanda yer alan az sayıdaki yaprakları
Yumruları toprak altındadır. Çok yıllıktır. Ana yumrular her sene yeni yumrular verir. Üreme genellikle her sene oluşan yeni yumrular ile olur. Bazı türlerde yumruların üzerinde file gibi bir yapı vardır, bazı türlerde yumrunun üzerindeki kabuk kendiliğinden halka, halka açılmaktadır
  
                                         Değişik çiğdem türlerinin yumru yapısı
Çiğdem bitkisinin, çeşitli renklerdeki çiçeğinin içerisinde boyuncuk (Stilus) ve erkek organlar (Stigma) vardır.  Boyuncuk ince yapılı ve bir adettir. Her bir boyuncuk birbirine uzak duran tabandan birleşmiş 3 daldan oluşur.
Erkek organlar tüpsü yapıda olup çiçek örtüsünün boğazına gömülüdür. Çeşitli renklerde olabilir. Aşağıdaki resimde kırmızı tüpsü yapıda görülenler çiğdemin erkeklik organları veya stigmalarıdır. Bazı türlerinde toplanıp kurutulup çok yüksek fiyatlar ile satılır. Safran diye tanımlanır. Ekonomik anlamda değerli olan, safran üretiminde kullanılan bu türlerdir. Aşağıdaki resimlerde görülen sarı yapıda olanlar ise boyuncuktur ve birbirine uzak duran ama  tabanda birleşmiş 3 daldan oluşur. 
    
Safran üretiminde kullanılan iki farklı tür Çiğdem  çiçeğinin farklı gelişim dönemlerindeki boyuncuk ve erkeklik  organı
Farklı çiğdem türlerinde boyuncuk ve erkeklik organı renk ve şekil formu farklı olabilmektedir. Aşağıdaki resimde Crocus Oliveri’nin boyuncuk ve stigmaları açık sarı, Crocus Xantholomos un koyu sarıdır. Bu iki türde boyuncuk ve stigma renkleri farklılaşmazken, Crocus Corcicus da boyuncuk ve stigma renkleri farklılaşmıştır.
Boyuncuk ve erkeklik organı renki ve formu farklı üç tür sırası ile; Crocus Xantholomas, Crocus Oliveri, Crocus Corcicus
Çiğdem’in yaprakları mum tabakası ile kaplıdır bu da onları donlardan korur bu nedenle kar altından bile çıkış yapıp erken ilkbaharda ilk çiçek açan bitki olurlar. 
Çiğdeme çok benzeyen fakat onun gibi yenilmeyip zehirli olan Colchicum türlerine de acı çiğdem veya çakal çiğdemi veya zehirli çiğdem adı verilir. Yenilmemesi gereken bu  Colchicum yumruları Doğu Anadolu Bölgesinde çiğdem (Crocus) türleriyle karıştırıldığı için, bilhassa toplayıp yiyen çocuklar arasında ağır zehirlenme vakaları görülebilmektedir.
Colchicum türlerinden Colchicum heldreichii Orta Toroslarda yer alan Gevne Vadisi ve Gökbel yaylasında oldukça yoğun bulunur. Bu vadiden Göksu nehrinin önemli bir kolu olan Ermenek çayının ilk kısmını oluşturan Gevne çayı akmakta ve vadiye adını vermektedir. Gökbel yaylası 1500 metrededir ve Ermenek çayını besleyen su kaynaklarının yer aldığı en önemli yayladır. Gevne vadisinde bitkilerin üzerinde yetiştiği yaygın kireçtaşı kayaları vardır
Colchicum türlerinden Colchicum baytopiorum Antalyada Termossos Milli parkının içerisinde yaygın olarak bulunur. Alan kireçtaşı kökenli sarp kayalıklardan oluşmaktadır.
Colchicum türlerinden Colchicum bornmuelleri Amasyada Akdağlar bölgesindedir. Karadeniz bölgesinin orta kısımlarında yer almaktadır. Bölge geniş ölçüde kireçtaşı ve volkanik fliş içerir. Dağın eteklerine inince kumtaşı, konglemera ve marn bulunur.
Colchicum türlerinden Colchicum micranthum endemik bir türdür. 
    
 COLCHICUM  BORNMUELLERI                COLCHICUM BAYTOPIORUM                      COLCHICUM HELDREICHII           
Colchıcum tülerini, çiğdem türlerinden ayıran en büyük özellik, colchicum larda anter sayısının fazla olması ve sapı çevreleyen yaprakların daha kalın olmasıdır.
ÜRETİMİ:
Çiğdemler yumrulu bitkilerdir,  yumruları ile coğalır. Tohumdan’da da ürertilebilir.  Ancak tohumdan elde edilmesi üç yılı aşan zahmetli bir işlemi gerektirdiğinden çok pratik bir üretim şekli değildir.
Yetiştiriciliğinde, yumruları genellikle, 3-4 cm derinlikte dreanajı iyi olan güneş gören topraklara dikilmelidir.
Çiğdemlerin bir çok türü doğada kayıp olma tehlikesi altındadır, sayıları hızla azalmaktadır ve koruma altına alınmıştır.
Çiğdem türleri arasında en fazla üretimi yapılan ve ekonomik değeri olan Safrandır (Crocus Sativus). Diğer türleri günümüzde  genellikle peysaj unsuru olarak kullanılır. 
Safran bitkisi, Akdeniz maki bitki örtüsünün yaşadığı koşullara  benzer, sıcak ve kuru yaz rüzgârlarının estiği yarı kurak iklimlerde büyür. Bitki, soğuk kışları da atlatabilir ve kısa süre kar altında kalabildiği gibi -10 ° C’lik donlara da karşı koyabilir. Yıllık toplam yağışı 1000–1500 mm olan nemli iklimlerde yetiştirilmediği takdirde sulama gerekir. Yıllık toplam yağış miktarı 500 mm olan Yunanistan’da ve 400 mm olan İspanya’da sulama olmadan yetiştirilemez. Yağmurların zamanlaması da önemlidir. Bahar yağışlarının ardından gelen kuru yazlar optimal koşullardır. Buna ek olarak çiçek açmasından hemen önce yağan yağmurlar safran mahsulünü artırır. Ancak tam çiçek açarken soğuk ve yağmurlu hava ile karşılaşınca hastalığın artması nedeniyle üretim miktarı düşer. Sürekli nem ve sıcak hava ile tavşan, sıçan ve kuşların toprağı kazmaları da üretimi kötü yönde etkiler. İplikkurdu ve yaprak mantarı gibi parazitlerle soğan çürümesi de önemli tehditlerdir.
Safran bitkisi güçlü ve doğrudan güneş ışığını ne kadar severse, gölgede kalmaktan da o kadar hoşlanmaz. Dolayısıyla günışığı alan güney yamaçlar safran bitkisi dikimi için en elverişli yerlerdir ve buralarda çiçek en yüksek oranda güneş ışığı alır. Safran  soğan dikimi 7–15 cm derinlikte olmak üzere Haziran ayında yapılır. Soğanların dikildiği derinlik, aralık ve iklim, ürün miktarını etkileyen kritik faktörlerdir. Daha derine dikilen ana soğanlar daha yüksek kaliteli safran üretir ama daha az çiçek tomurcuğuna ve yavru soğancığa sahip olurlar. Bu bilgilerin ışığı altında İtalyan yetiştiriciler soğanları 2–3 cm aralıklarla 15 cm derinliğe diktiklerinde mahsül kalitesini artırırlar. 8–10 cm derinliğe diktiklerinde ise hem çiçek hem de soğancık üretimini optimize ederler. Yunan, Faslı ve İspanyol yetiştiriciler ise kendi iklim koşullarına uygun olan farklı derinlik ve aralıklarda dikim yapmaktadır.
Safran bitkisinin en severek yetiştiği topraklar;  gevrek, gevşek, düşük yoğunluklu, iyi sulanmış ve  yüksek organik içerikli killi ve kalker topraklardır. Kabartılmış dikim yatakları  iyi havalanmayı  sağlamak için kullanılan geleneksel bir yöntemdir. Toprağın organik içeriğini sağlamak için tarihsel olarak hektar başına 20–30 ton gübre kullanılır. Ama daha sonraları, daha fazla gübre kullanmadan soğanlar dikilmiştir.  Yaz mevsimini uyuyarak geçiren soğan, sonbaharın başında dar yapraklarını yukarı gönderir ve tomurcuklanmaya başlar. Bitki ancak sonbahar ortasında çiçeklenmeye başlar. Çiçeklerin hasatı çok hızlı yapılmak durumundadır çünkü gün ağarırken açan çiçekler gün ilerledikçe solmaya başlar. Üstelik safran bitkisi bir ilâ iki haftalık çok kısa bir dönem içinde çiçeklenir. Yaklaşık olarak 150 çiçek 1 g kuru safran lifi verir. 12 g kuru safran ya da 72 g taze toplanmış safran elde etmek için 1 kg çiçek gerekir. Ortalama olarak taze toplanmış bir çiçek 0,03 g taze safran ya da 0,007 g kuru safran verir














http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQSWvM_DfWY3fP4PruJGEDvRRRYEjBqBA80Xev463F_f7iqCGYB        http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRp8HvHjkJkeXSF2laQmYv0Dd_WV0hJ3JaRHMe6SiiwlNK097-IXg  
http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRPJSBaxVVgG19EtNvRau2jvNMD8k1ixS86kGWl2ka0Wa7FACFX        http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRKYc_WGmRWfTJC-Ywp3CNSYMGMphBBx6FY1BcIwauFEHg6xprnXg
 http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRDQWStQt0H-hsbkRCeTKLTo2k2k4rqCuqqbfTPfjnhfIHUaP5_     http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcSyT97NGF8EZr7urxuF_iQ17VUsyKw18RXP4XXST8QOlKVyMaS5JA
http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcR_z5qLeo53ysiPEE4aQ8nQS0dJv7aAYQUfgviNaD2qugxHTXUc0g         http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRZwtE3ufK70zGw711ATOeRPFgGkm3e-Saf9DB1z1GkpW5w8TYs
Safranın (Crocus Sativus) kültüre alınıp yetiştirilmesi ve safran iplikçiklerinin toplanması
TÜKETİMİ
Yumruları Türkiye'de çiğ olarak ya da külde pişirilerek yenir. Ayrıca yemeği de yapılır. Yemekleri arasında Çiğdem pilavı, Çiğdem aşı, Çiğdem sütlüsü başta gelir. Karadeniz Bölgesi’nde una bulayıp kızartması yapılır. Baharın ilk günlerinde toplanıp demet hâline getirilen sarı çiğdemler, Ankara şehir merkezinde seyyar satıcılarca tüketime sunulur.
Bilimsel adını Ankara’dan alan ve Hititler döneminde kendisi için 30 gün süre ile bayram yapılan endemik Ankara çiğdeminin (Crocus Ancyrensis) Şubat ve Mart ayında gelişen yumruları pilav içerisine katılarak “Çiğdem pilavı denilen bir yemek yapılmaktadır. Yine Adana ve Gaziantep yörelerinde yetişen bir başka endemik çiğdem olan Crocus cancellatus ‘un yumruları bahar aylarında toplanarak yenir veya pişirilen pilavın içerisine katılır. Anadolu’da yaygın olarak yetişen Crocus fleischeri  adlı endemik çiğdemin yumruları hem çiğ hem pişirilerek yenir. Yine bir endemik çiğdem türü olan Crocus pallasai ‘nin yumruları Şanlıurfa dolaylarında yiyecek olarak değerlendirilir. Baharın ilk aylarında, Anadolu’nun çiğdem zengini köylerinde sizi yemeğe davet ederler ve yemekte pilav olduğunu söylerlerse hemen kabul edin.
Çiğdem bitkisinin çiçeklerinin ortasında genellikle 3 adet stigmaları (üreme organları) bulunur. Çiğdemlerin süs bitkisi olarak kazandıkları ticari değerin yanında bu stigmalarda  ticari önem taşımaktadır. Çök kıymetli baharat olan “safran” bu stigmalardan elde edilir.. Sonbaharda veya ilkbaharda  toprak yüzeyine çıkan ve çiçek açan türleri vardır. Safran Türkiyede en fazla Safranbolu ilçesinde bulunmaktadır ve bu ilçeye adını vermiştir.
Çiğdemin, çiğdem adıyla anılmayan tek türü, Doğu mutfaklarının (Türk, Arap, İran, Hint ) sultanı olarak bilinen ekonomik değeri çok yüksek olan safrandır (Crocus sativus). Safran, Türkiye'de Safranbolu'da yetiştirilir. Anadolu ve Türk yaşam biçiminde bir ilçeye adını verecek kadar önemlidir.
Safran bitkisinin yaprakları şeritimsi, mor çiçekleri üç tepeciklidir. Çiçeği ve tepecikleri bitkiye bağlayan yaprak sapı da dahil olmak üzere erkek organları kurutularak özellikle gıda boyası ve tat verici olarak kullanılır.  Crocus sativus (safran)  daha çok İspanya, Fransa, İtalya ve İran'da yetiştirilir. Türkiye’de ise safran Safranbolu’da üretilmektedir. Ağırlığına göre dünyanın en pahalı baharatıdır, bir gramı 5 ile 6 € arası), olan safranın anavatanı Güneybatı Asya’dır. Yetiştiriciliğine ilk olarak Yunanistan civarında başlanmıştır. Yarım kilogram safran 80.000 çiçekten çıkarılabilir. Kendi ağırlığının 100.000 katı suyu sarı renge boyar.
Safran baharatının keskin bir tadı ve iyodoform ya da saman benzeri bir kokusu vardır. Bunların sebebi bileşiminde bulunan pikrokrosin ve safranal etkili maddeleridir. Aynı zamanda içine konduğu yemeklere altın gibi sarı bir renk katan, krosin adı verilen karotenoit bir boya maddesi de içerir. Bu özellikler safranı dünya çapında çok aranan bir baharat yapar. Ayrıca tıpta da kullanılır.
Safran kelimesi Arapça sarı renk anlamına gelen asfar kelimesinden türetilen ve Arapça'da safran baharatı anlamına gelen za’feran kelimesinden kaynaklanarak,  Latince’ye safranum, İtalyanca'ya zafferano ve İspanyolca'ya azafrán olarak geçmiştir. Daha sonra Fransızca'ya safran ve oradan da İngilizce’ye saffran olarak geçmiştir.
     
             CROCUS SATIVUS (SAFRAN) ERKEKLİK ORGANLARI (STIGMA)  VE TOPLANMIŞ HALİ







ÇİĞDEM TÜRLERİ;  
Dünya üzerinde yaklaşık 85 tane çiğdem türü belirlenmiştir. Bunlardan 30 ün üzerinde tür, doğal olarak Türkiye’de bulunmaktadır.  Bunların bir kısmı endemiktir (Anadolu’ya özgü ve ender bulunan dolayısı ile koruma altında olan).  Estetik yapısının çok güzel olması nedeni ile peysaj bahçelerinde sıklıkla kullanılması dolayısı ile soğanlarının sökülmesi nedeni ile bazı türleri hızla yok olmaktadır.
Türleri aynı olmasına rağmen, çiğdemler bütün bitki dünyasında uygulandığı gibi, çiçek rengine ve şekline, yaparak rengine ve şekline, yumrularının şekline ve rengine, erkek ve dişi organlarının şekline ve rengine, çiçeklenme dönemine göre farklı tür adları alır. Aynı çeşidin birbirinden ufak farklılıklarla ayrılan bir çok türü vardır. Her tür kendine özgüdür ve tekdir.
Tanımlanan türler, genellikle bu tanımlamayı yapan kişini veya o türün yaygın olarak bulunduğu çoğrafi bölgenin veya çok karakteristik bir özelliğinin adını alır. Örneğin Crocus baytopiorum bu türü tespit edip sınıflandırmasını yapan Türk Farmokolog Prof. Dr. Baytop un ismini taşımaktadır ve uluslararası olarak da böyle tanınır. Crocus Abentensis Bolu da Abant gölü çevresinde tespit edilip sınıflandırılması ve adlandırılması yapılmıştır bu nedenle bu çoğrafi bölgenin adını taşımaktadır ve uluslararası tanımı böyledir. Crocus bifloris çok karakteristik olarak tek çiçeklidir ve bu özelliğinden dolayı tespit edilip sınıflandırılması ve adlandırılması yapılmıştır.
Asuman BAYTOP, Turhan BAYTOP, Ahmet ATİLLA, Esat Şerefeddin KÖPRÜLÜ, Faik YALTIRIK,  BERGGREN, HEİLBORN, KOCH, OLIVIER, PESTALLOZA, BORNMÜLLER, 1960 yılı öncesi Türkiyede çiğdem ve diğer bitkilerin tanımlanmasında ve sınıflandırılmasında önemli görev almış yerli ve yabancı bilim adamlarından bazılarıdır. Bunlardan ;
Prof. Dr. Asuman BAYTOP; 1920 yılında doğmuş, 1943 yılında İstanbul Eczacılık Fakültesinden mezun olmuş, aynu yıl İstanbul Üniversitesi İspençiyari Nebatat ve Genetik Enstitüsü ne asistan olarak atanmıştır. Asuman BAYTOP 1954-2001 yılları arasında Trakya ve İstanbul çevresinde 120 araştırma gezisi yaparak, Türkiye taksonomisine 30 kadar yeni bitkinin tanımı yapılarak eklenmesini sağlamıştır.
Pof Dr. Turhan BAYTOP, 1945 yılında İstanbul üniversitesi Eczacılık fakültesinden diploma almıştır.
BERGGREN, 1790-1868 yıları arasında yaşamıştır, İstanbul İsveç konsolosluğunda rahip olarak görev yapmıştır. 1926 yılında yayınlanan kitabında İstanbul ve Türkiye’den toplanan bitkiler ve tanımlanması ile önemli bilgiler vardır.    
DÜNYADA VE TÜRKİYEDE  BELİRLENMİŞ BAZI ÇİĞDEM ÇEŞİTLERİ VE TÜRLERİ .  
Seksiyon: Crocus
Seri: Baytopi
      • Crocus baytopiorum Mathew,
Seri: Kotschyani
      • Crocus karduchorum Kotschy ex Maw
      • Crocus kotschyanus K. Koch
        • Crocus kotschyanus subsp. cappadocicus B.Mathew
        • Crocus kotschyanus subsp. hakkariensis B.Mathew
        • Crocus kotschyanus subsp. kotschyanus K. Koch
        • Crocus kotschyanus subsp. suworowianus (K.Koch) B.Mathew
      • Crocus scharojanii Ruprecht
      • Crocus vallicola Herb.
Seri: Crocus
      • Crocus asumaniae B. Mathew & T. Baytop
      • Crocus sativus L. (Safran
      • Crocus mathewii H. Kemdorff & E. Pasche (Kalkan çiğdemi)
      • Crocus pallasii
        • Crocus pallasii subsp. dispathaceus (Bowles) B.Mathew
        • Crocus pallasii subsp. pallasii
        • Crocus pallasii subsp. turcicus
  • Seksiyon: Nudiscapus
Seri: Reticulati
      • Crocus abantensis (Abant çiğdemi)
      • Crocus ancyrensis (Herb.) Maw (Ankara çiğdemi)
      • Crocus cancellatus Herb.
        • Crocus cancellatus subsp. cancellatus Herb.
        • Crocus cancellatus subsp. damascenus (Herb.) B.Mathew
        • Crocus cancellatus subsp. lycius B.Mathew
        • Crocus cancellatus subsp. mazziaricus (Herb.) B.Mathew
        • Crocus cancellatus subsp. pamphylicus B.Mathew
      • Crocus gargaricus Herb. (sin: Crocus gargaricus subsp. gargaricus)
      • Crocus herbertii B. Mathew (Crocus gargaricus subsp. herbertii)
      • Crocus reticulatus Steven ex Adams
        • Crocus reticulatus subsp. hittiticus (T.Baytop & B.Mathew) B.Mathew
        • Crocus reticulatus subsp. reticulatus
      • Crocus sieheanus Barr ex B.L. Burtt
Seri: Biflori
      • Crocus aerius Herb.
      • Crocus biflorus Mill.
      • Crocus biflorus subsp. adamii (J.Gay) B.Mathew
      • Crocus biflorus subsp. albocoronatus Kerndorff
      • Crocus biflorus subsp. alexandri (Nicic ex Velen.) B.Mathew
      • Crocus biflorus subsp. artvinensis (J.Philippow) B.Mathew
      • Crocus biflorus subsp. biflorus Miller
      • Crocus biflorus subsp. crewei (Hook.f.) B.Mathew
      • Crocus chrysanthus Herb.
      • Crocus danfordiae Maw
      • Crocus kerndorffiorum Pasche
      • Crocus leichtlinii (Dewar) Bowles
      • Crocus nerimaniae Yüzbasioglu & Varol
      • Crocus pestalozzae Boiss.
      • Crocus wattiorum (B. Mathew, 1995) B. Mathew (Tahtalı çiğdemi)
Seri: Speciosi
      • Crocus pulchellus Herb.
      • Crocus speciosus M. Bieb.
      • Crocus speciosus subsp. ilgazensis B.Mathew
      • Crocus speciosus subsp. speciosus
      • Crocus speciosus subsp. xantholaimos B.Mathew
Seri: Flavi
      • Crocus adanensis T. Baytop & B. Mathew
      • Crocus antalayensis Mathew
      • Crocus antalayensis subsp. antalyensis Mathew
      • Crocus antalayensis subsp. striatus
      • Crocus candidus E.D. Clarke
      • Crocus flavus Weston
      • Crocus flavus subsp. dissectus T.Baytop & Mathew
      • Crocus flavus subsp. flavus
      • Crocus graveolens Boiss. &Reut.
      • Crocus olivieri Gray
      • Crocus olivieri subsp. olivieri
      • Crocus olivieri subsp. balansae (J.Gay ex Baker) B. Mathew
      • Crocus olivieri subsp. istanbulensis B. Mathew (İstanbul çiğdemi)
      • Crocus paschei H. Kerndorff (1993)
      • Crocus vitellinus Wahl.
Seri: Intertexti
      • Crocus fleischeri Gay.


ÇİĞDEMLERİN TÜRKİYEDEKİ DAĞILIMI
Çiğdemler Anadolu nun her yerine dağılmakla birlikte, Crocus asumanıae, Crocus albo coronatus, Crocus wattiorum , Crocus kerndofforum, Crocus mathewii, en fazla Antalya civarlarında bulunur. Crocus artvinensis ve Crocos fibroannulatus en yoğun Artvin civarında bulunur. Crocus coranatus, Crocus kerndofforium, Crocus pashaei ve Crocus boisseri en fazla Mersin civarlarında bulunur.
     
    CROCUS PASHAEI                                      CROCUS OLIVIERİ                             CROCUS ALBO CARANATUS
CROCUS CANDİDUS
Crocus candidusun yayılma alanı Çanakkale den Balıkesir içlerine kadar uzanır. Crocus candidus, Şubat ve Mart aylarında Anadolu’nun iç kısımlarında daha görülmezken Gelibolu yarım adasında çiçekli halde bulunur. Aynı çoğrafi alan içerisinde sonbahar’da  çiçeklenen  Crocus pulchellus veya Crocus oliverri gibi alt türleri de görülür. Crocus candidus’ un özelliği çiçekli olduğu zaman yalnızca tek bir yaprağa sahip olmasıdır. Bu özellik bazen akraba olduğu Crocus oliveri’de de ortaya çıkar. Crocus candidus lar ayrıca kuzey batı Anadolu’ nun yerel bitkileridir. Kaz dağlarında çok yoğun bulunur. Çiçekleri ufak ve dipleri sarıdır. Tohumlarının çimlenmesi için soğuk peryoda ihtiyacı vardır. Bazen tohumlar toprağa düştükten 3 sene sonra bile çimlenip yeni bitkiyi meydana getirebilirler.
        
          CROCUS CANDİDUS                                                                    CROCUS OLVİERİ
CROCUS GARGARICUS
Crocus Gargaricus 1841 yılında Herbert tarafından, Kazdağlarının antik isimlerinden biri olan gargaricus ile isimlendirilmiştir. Nisan - Mayıs aylarında koyu sarı, turuncu çiçek açar. 1300 metrenin üzerinde yaşar. Türkiyede batı ve kuzey batı anadoluda, Uludağ (Bursa), Göktepe (Muğla) doğal olarak yetişir. Crocus gargaricus’un toplu olarak ortaya çıkması, onun hızlı bir şekilde yayılmasını sağlayan yalnızca bezelye büyüklüğündeki yumrularında oluşan stolonlarının yapısı ile açıklanır. Yüksek yağışa uyum sağlamıştır ve bahçe kültürleri için çok uygundur.  
     
                                                              CROCUS GARGARİCUS
CROCUS CHRYSANTUS
Crocus chrysantus Uludağ’ın alçak ve çoğunlukla kurak yerlerinde yayılış gösterir. Crosus  biflorus pulchicolor ile birlikte bulunduğu alanlarda bronz menekşesi renginde hibritler oluşur. Uludağ ın aşağı eteklerinde ilkbahar başında çiçeklenen Crocus flavus da bulunur. Bu bölgede ayrıca yaygın olarak Crocos pulchellus da bulunur. Balkanlarda da çok yaygındır. Yapraklarının portakal sarısı rengi vardır. En erkenci çiğdemlerden biridir.
        
                                                                      CROCUS CHRYSANTUS
CROCUS KOTSCHYANUS
Dört alt türü ile birlikte sonbaharda çiçeklenen Crocus kotschyanus çok değişken bir tür olup, büyük bir bölümü Türkiye de olmak üzere Suriye den Lübnan a kadar yayılış gösterir. Normal olarak beyaz renkli anterlere ve krem sarısından koyu sarıya kadar değişen renkli situluslara (boyuncuk) sahiptirler. Hatay da hem stiluslarının uç kısımları belirgin şekilde parçalı hem de anterlerinin beyaz renkli olanlarını belirlenmiştir. Amonos dağlarında yaygın olarak bulunur.
            
                                                         CROCUS KOTSCHYANUS
CROCUS VALLİCOLA
Crocus kotschyanus ile yakın akraba olan Crocus vallicola Türkiye nin kuzey doğusundaki ve Kafkaslardaki dağ çayırlarını Ağustos ve Ekim aylarında genellikle beyaz bir renk ile kaplar. Aynı bölge içerisinde koyu sarı rengi ile belirlenen Crocus scharonjanjii  ile soluk renkli melezler oluşturur. Doğu Karadeniz de Karçal Dağlarından fotoğraflanmıştır.
      
                                              CROCUS VALLICOLA
CROCUS AERİUS
Crocus aerius Anadolu’nun kuzey doğusunda nisan mayıs ayları içerisinde harika çiçekler açan ve gerçek anlamda bir endemik bitkidir. Halk arasında hava çiğdemi olarak da adlandırılır. Stigması yemeklerde tat ve renk vermesi için kullanılır. Dağlık alanlar, yaylalar ve yeşil yamaçlarda bulunur 2000-2500 metre yükseklikte bulunur.
      
                                                                          CROCUS AERİUS
CROCUS  SİENSİS
Crocos Siensis endemik bir tür olup ilk bakışta kolaylıkla Crocus ancyrensis ve Crocus sieheanus ile karıştırılır. Ancak yurmruları üzerinde çizgiler bulunan Crocos Siensis,    kendini yumruları üzerinde kaba ağ şeklinde bir gömleğe sahip olan  Crocus ancyrensis den ve yumrularının alt kısımlarında halkalara sahip olan Crocus chrysantus dan belirgin bir şekilde ayırır. Crocus sieheanus  Konya ,Niğde ve Adana da 700-1200 metre yükseltiler arasında yayılış gösterir. 
 
                                                          CROCUS SIENHEANUS
CROCUS CANCELLATUS
Crocus Cancellatus Toros dağlarının orta bölümünde bulunan Geyikdağ ve Akdağ üzerinden görüntülenmiştir. Bu dağlar genellikle kretase kireçtaşı kayalarından oluşmuşlardır. Zaman zaman serpantin kayalıklarda bulunur.                  
       
                                                                CROCUS CANCELLATUSS spp PAMPHYLICUS
CROCUS ASUMANİAE
Crocus Asumaniae Antalya-İsparta daki Bozburun dağlarından görüntülenmiştir. Dağ silsilesi Konglemera ve Kireçtaşından oluşmuştur. Milli parkın güneydoğu tarafındadır. Kızılçam ve kara çam ormanları ile birliktedir. 
                                    
                                                                      CROCUS ASUMANIAE
CROCUS WAATTİORUM
Crocus wattiorum Tahtalı Dağı Önemli Bitki Alanında gözlemlenmiştir. Antalya Körfezinin batısında yer alır. Alandageniş kireçtaşı ve serpantin yamaçlar üzerinde gelişmiş kızılçamlar hakim bitki örtüsüdür.
        
                                                CROCUS WATTIORUM
CROCUS BAYTOPİORUM
Crocus baytopiorum Honaz dağı Önemli Bitki alanından fotoğraflanmıştır. Honaz dağı Denizli şehir merkezinin güneydoğusunda Ege ve Akdeniz bölgeleri arasındaki sınırda yer alır Dağ çoğunlukla kalker kayalardan ve metamorfik şistlerden oluşmuştur. Türkiye’nin güney doğusunda eriyen kar yığıntılarının hemen içerisinden Şubat başlarında çıkar. Çiçeklerinin rengi gök mavisi-turkuaz arasıdır.  
     
                                                   CROCUS BAYTOPIORUM
CROCUS SPECİOUS SSP XANTHOLAİMAS
Crocus speciosus ssp xantholaimas Sinop yarımadası önemli bitki alanından fotoğraflanmıştır. Alan Karadeniz bölgesinin ortalarında yer alan bir platodur. Türkiye’nin en kuzey ucudur. Denize doğru açılan yumuşak kumtaşları ve volkanik kayaçlardan oluşan bir platodur.  
    
          CROCUS SPECIOSUS spp XANTHOLAIMOS  ve yumurta gibi halkasal soyulan soğanları

CROCUS SPECİOUSUS SSP ILGAZENSİS
Crocus speciosus ssp ilgazensis Ilgaz dağları önemli bitki alanından fotoğraflanmıştır Batı Karadeniz dağları arasındadır. Paleozik şist ve kireçtaşlarından oluşmuş zirveleri vardır. . 
                           
                                                      CROCUS SPECIOSUS spp ILGAZENSIS
CROCUS ABENTESİS
Crocus Abantesis Abant dağları önemli bitki alanından fotoğraflanmıştır. Bolu dağlarının güney batısında yer alır. Alanda Kretease/Jurasic dönemlerde oluşmuş kireç taşı sırtlar vardır. Kuzeybatı Anadolu da bir dağ silsilesine özgü, İlkbaharda açık mavi renkte çiçeklenen bir çiğdem türüdür. İlk kez 1970 li yıllarda toplanan örnekleri 1975 yılında bilim dünyasına tanıtılmıştır. 1958 ve 1964 yılarında toplanan örneklerin yanlış tayin edilmesi nedeni ile yeni bir tür olduğunun anlaşılması 1975 yılına kadar gecikmiştir. Daha önceki toplamalarda, yine Abant gölü civarında yaygın olarak yetişen ve mavi renkte çiçekleri olan bir başka çiğdem türü olan Crocus biflorus ssp pulchicolor ile karıştırılmıştır. Çiçeklerinin birbirine benzemesine rağmen bu iki tür, göl çevresinde farklı ortamlarda yetişir.  Crocus biflorus ssp pulchicolor Nemli ve sulak mera habitatlarını tercih ederken,  Crocus Abantesis  1400-1700 metre arasında yayla ve açık dağ sırtlarında kurak kireçtaşı meralarda  ve çoğunlukla kısa boylu çalılıklar arasında yetişir.  Yalnız abant gölü çevresine özgü bir tür olan Crocus Abantesis popülasyonları daha nemli meralarda yetişen Crocus Ancyrensis popülasyonları ile karışır. Bunun sonucu yakın geçmişte iki tür arasında endemik bir tür olan Crocus paulineae ‘nin geliştiği ortaya çıkmıştır. Crocus Abantesis, Anadolu’nun küresel ölçekte tehdit altında bulunan endemik bitki türlerindendir.
       
                                       CROCUS ABANTENSIS VE SOĞANI 


CROCUS PESTALLOZZAE
Crocus pestalozzae Bursa-Yalova–Armutlu’ daki önemli bitki alanından fotoğraflanmıştır. Alana volkanik kayalar hakimdir. Ümraniye çiğdemi diye de bilinir.
   
                                                       CROCUS PESTALOZZAE
CROCUS BİFLOROS SPP PULCRİCOLOR
Crocus biflorus spp pulcricolor Uludağ önemli bitki alanından fotoğraflanmıştır. Bursa şehir merkezinin güneyinde yer alır. Dağın 2200 metreden yüksek kısımlarında billursal kireçtaşı daha alçak bölümlerinde ise gnays, granit ve şist gibi asit karakterli kayalardan oluşur.
               
                                        CROCUS BIFLORUS ssp PULCHRICOLOR
CROCUS SCHAROJAMİ
 Crocus Scharojami Türkiye’nin Kuzey doğusunda genellikle crocus vallıcola ile bir arada bulunur Crocus Scharojami’  nin hem kirli beyaz hem de sarı renkli olanları mevcuttur.
  

                                      CROCUS VALLICOLA (İÇ ve DIŞ)                             CROCUS SCHAROJAMI        

CROCUS ANCHRYANSİS
Crocus Anchryansis (Ankara Çiğdemi),  Şubat-Nisan ayları arasında çiçeklenen, 1000-1600 m rakımlarda görülen çok yıllık otsu bitkilerdir. Yaşam alanları kayalık, çalılık ve çamlık sahalardır. Soğanları liflerle kaplı; yapraklar 0.5-1 mm çapında; çiçek örtüsü saf sarı, tüp bazen morumsu ya da sarı renkli ve çiçek boğazı tüysüzdür. Şeker ve nişastaca zengin bir bileşime sahip olan soğanları Anadolu'da çiğ veya pişirilerek tüketilmektedir. Türkiye'de Kuzeybatı ve İç Anadolu'da; Amasya, Ankara, Bolu, Çorum, Kastamonu, Kayseri, Kahramanmaraş, Samsun, Sivas ve Yozgat illerinde yayılış yapar. İlk defa Ankara dan toplandığı için Ankara’nın adı verilmiş ve şehrin sembollerinden biri olmuştur. Parlak sarı renklidir. Hem yayılışı geniş hem de bulunduğu yerde bol olan endemik bir bitkidir. “Golden bunch crocus “  adı ile İngiltere, Amerika ve Avrupa da ticarileşmiştir ve çok yaygın olarak bahçe süslemesinde kullanılır. Genellikle yetişmek için alkali karakterde toprakları sever.  10 cm boy uzunluğu ve 5 cm yana doğru gelişim mesafesi vardır.
     
                                                                         CROCUS ANCHRYANSİS



CROCUS SATİVUS
Crocus sativus (safran) sonbaharda çiçek açar, 20–30 cm boyundadır,
Kültür bitkisi olan Crocus  sativus (safran), sonbaharda çiçek açan ve doğal yaşamda kendi başına bulunmayan çok yıllık bir bitkidir. Kısır olmaları nedeniyle safran bitkisinin mor çiçekleri üretken tohum üretemez ve çiçeğin üremesi insana bağlı kalır. Toprak altında kalan ve üreme organı görevini yapan soğanlar toprak kazılarak çıkarılmalı, bölünerek ayrılmalı ve tekrar dikilmelidir. Bir soğan yalnızca bir mevsim yaşar, bölünerek yaklaşık on tane soğancık üretir ve bu soğancıklardan yeni bitkiler ürer. Soğanlar yaklaşık 4,5 cm. çapında küçük kahverengi yuvarlardır ve sık bir hasır şeklinde paralel lifçiklerden oluşmuştur.
Bir yaz uykusu geçirdikten sonra topraktan, 40 cm.’ye kadar büyüyen, beş ila onbir adet dar ve dik yeşil yaprak çıkar. Sonbaharda mor tomurcuklar kendini gösterir. Ekim ayında, diğer tüm çiçekli bitkiler tohumlarını bıraktıktan sonra açık pastel leylak renginden daha koyu bir mor renkte parlak renkli çiçekleri açar. Çiçek verdiği sırada bitki 30 cm.’den daha yüksek değildir. Her çiçeğin ucunda üçlü bir erkeklik organı bulunur ve bunların ucunda 25 – 30 mm.’lik koyu kırmızı tepecikler yer alır.
                                        CROCUS SATIVUS (SAFRAN)
DİĞER ÇİĞDEM TÜRLERİ
Halep çiğdemi (Crocus aleppicus)       Açıklama: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/30/Crocus_sativus1.jpg/250px-Crocus_sativus1.jpg
           CROCUS   ALLEPICUS (HALEP ÇİGDEMİ)                                       CROCUS  SATİVUS

Açıklama: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/2/2a/Crocus_mathewii1.jpg/250px-Crocus_mathewii1.jpg        Açıklama: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/32/Crocus_ancyrensis_%28BG_Zurich%29-03.JPG/250px-Crocus_ancyrensis_%28BG_Zurich%29-03.JPG
        CROCUS   MALTHEWİİ (KALKAN ÇİĞDEMİ)                       CROCUS  ANCRYENSİS (ANKARA ÇİĞDEMİ)         

      
 CROCUS  BİFLORUS (PRİNCE KLAUS)             CROCUS SPECİOUS                             CROCUS  GARGARICUS Açıklama: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/9/95/Crocus_kotschyanus1.jpg/250px-Crocus_kotschyanus1.jpg  
         CROCUS  KOTSCHYANUS                    CROCUS CHRYSANTUS                 CROCUS  PULCHICOLOR
        
               CROCUS OLIVIERI                         CROCUS SIENHAUS                    CROCUS BİFLORUS  BİFLORUS
  
            CROCUS CORSICUS                      CROCUS  ANGISTIFOLIUS              CROCUS CARTRWRITHUS

                        
               CROCUS LONGİFLORUS                                                             CROCUS SİEBEİRİA
                         
                         CROCUS VERNUS                                                       CROCUS VERNUS
                   
                  CROCUS SATIVUS                                             ALP DAĞLARI ETEKLERİNDE ÇİĞDEMLER
            CROCUS BALABANLI  (Benim adlandırmam; BİLİMSEL olarak doğru değil)


Colchicum  MAŞUKİYENSİS  (SONBAHAR, EYLÜL,Benim adlandırmam bilimsel olarak doğru değil)


KARDELEN VE ÇİĞDEM BİRLİKTE













KAYNAKLAR
BAYTOP,T,2002, İstanbul Florası Araştırmaları. Toplayıcılar, Herbaryumlar, Floralar, Botanik
            Bahçeleri, Kaynaklar 1553-1965). Eren Yayınları İSTANBUL
ÇOLAK, A.H ve  SORGER,F., 2004. Türkiye Çiçekleri .İSTANBUL
GEZGİN,D.,2007. Bitki Mitosları. Sel yayıncılık. İSTANBUL,
EKİM.T, KOYUNCU. M, VURAL,M, DUMAN.H, AYTAÇ. Z ve  ADIGUZEL,N., 2000., Türkiye Bitkileri
 Kırmızı Kitabı., Türkiye Tabiatını koruma Derneği, ANKARA.
ERTUĞ, F., 2000. Baharın müjdecisi Çiğdem (Crocus) Ya da ANTAHSUM.SAR, Hititler Devri Anadolu
            Florasına küçük bir katkı. TÜBA- AR Derisi No3.
KARADAĞ,R.,2007. Doğal Boyamacılık, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı. ANKARA
ÖZHATAY.N, BYFIELD ve A. ALTAY,S,2005,  Türkiye’nin 122 Önemli Bitki Alanı, Türkiye Doğal
Hayatı Koruma Vakfı, İSTANBUL
TORLAK, H, VURAL.M ve  AYTAÇ,Z. 2010. Türkiye’nin Endemik Bitkileri. Kültür ve Turizm Bakanlığı,
 Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü. ANKARA
ÜNAL.A,. 2003, Hititler Devrinde Anadolu. Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İSTANBUL.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder